Çevremizdeki tüm komşularımızla barış içinde yaşıyorduk!
Sen Gelmeden Önce;
Türk İnşaat sektörü yurtdışında Libya-Irak-Suriye-Rusya’da çok başarılı işler yapardı!
Çevremizdeki devletlerin hepsinde Türk Büyükelçisi vardı!
Turizm gelirlerimiz, en önemli döviz ve istihdam kaynağımızdı!
Kimse kimsenin etnik kökeni ile ilgilenmez, kardeşçe yaşanırdı!
PKK terör örgütü bitirilme noktasındaydı!
İŞID-DEAŞ-EL NUSRA gibi terör örgütleri Türkiye’de SIFIR seviyesinde idi!
AB Bakanımız yoktu ama AB ile ilişkilerimiz gelişmekteydi!
Türkiye tüm ihracatının %75’ini Avrupa ülkelerine yapardı!
Ülkesi için savaşmaktan kaçan 13 milyondan fazla korkak Suriyeli ekmeğimize ortak değildi!
2 Milyondan fazla “ABD ASKERİ” Afganlı içimizde değildi
Tüm okullarımız Milli Eğitim Bakanlığımızın denetiminde idi. Tarikatların değil!
Kaçak Kurslar açmanın cezası 3 yıl hapis idi. Sen bunu serbest bıraktın!
İmralı’daki bebek katili, hücresinde tek başına idi!
Habur gibi bir rezalet görmemiştik!
PKK yöneticileri ile Oslo’da yapılan pazarlık utancını yaşamamıştık!
Sen Gelmeden Önce; Okullarımızda gururla “Milli Andımızı” okurduk!
Sen Gelmeden Önce, “Ne Mutlu Türküm Diyene” ilkesinin etrafında birleşirdik!
Sen Gelmeden Önce, Kimse Büyük Atatürk’e, açıkça “Deccal-Ayyaş-Kefere Kemal” diyememişti!
Sen Geldikten Sonra;
Hangisinden başlayalım ki! Neler oldu neler…
Libya-Irak-Suriye ve Rusya’da kimse iş yapamaz duruma geldi! Bırak iş yapmayı, iş makinelerimiz, malzemelerimiz, alacaklarımız o ülkelerde kaldı.
Libya’da-Irak’ta-Suriye’de-Mısır’da Büyükelçilerimiz kalmadı. Bu ülkelere vatandaşlarımızın bile girmesi yasak!
Fethullah Gülen ve Rıza Zarrab yüzünden Amerika ile, idam ve olağanüstü hâl sebebiyle de Avrupa Birliği ile papaz olduk!
İmralı’daki PKK lideri, Türk Devletinin muhatabı yapıldı. Sekreter-renkli TV-
3 odalı daire ve istediği PKK’lı mahkûmlar yanına verildi.
Habur ve Oslo’da, Türk Tarihinde şimdiye kadar yaşanmamış rezaletler yaşadık.
Ülkede Atatürk Büstleri parçalanırken, İngiliz uşağı vatan hainlerinin heykelleri dikildi, isimleri Devlet Hastanesine, meydanlara verildi!
Asker kışlasına, Polis karakoluna tıkıldı. PKK militanları şehirlerimizde en uzun terör tünelleri ve terör barikatlarını inşa ettiler. Valiler kendilerine verilen emir gereği görmezden gelerek bilerek suç işlediler!
FETÖ denen Cemaat, devletin içine sokuldu. Senin olurunla Türk Tarihinde ilk kez “Kozmik Odaya” girildi ve devletin sırları satıldı.
Borçlu olmayan vatandaş kalmadı. Tarihin en borçlu dönemini yaşıyoruz.
Göz göre göre devlet soyuldu, hem de hükümet eliyle!
Lâiklik ve Hukuk Devleti hasır altı edildi, Anayasa paspas yapıldı!
Sözün özü;
“Ben Türk değilim Gürcü’yüm, eşim de Arap” diyen sen, göğsünü gere gere Türk Milleti ve Atatürk diyemeyen yine sen! Sen Türk Milletine uğurlu gelmedin ve bunların hepsini sen yaptın, sen!
Zamanında evinde renkli televizyon yokken, şimdi televizyonların, gazetelerin sahibi oldun. Hanlar, hamamlar, milyar dolarlar-avrolar da cabası!
Verdiğin zarar yetmedi mi? Şu an ABD’desin! Gidişin hayırlı oldu da, kalsan olmaz mı? Biraz da onlara eziyet et! Bi huzur ver be arkadaş, bi huzur…
Sağlık ve başarı dileklerimle 26 Eylül 2024
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
KARAKOLDA AYNA VAR
İddia ile söylüyorum, Türkiye’de Karakola ve mahkemeye en çok giden siyasetçi büyük olasılıkla benim. Elbette ki çağrıldığım için gidiyorum.
Dün Ankara’dan geldim, bugün doğru Emniyete! Bu defa suçlama şu;
Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı tarafından yapılan SANAL DEVRİYE esnasında yaptığınız paylaşımda “15 Temmuz Akşamı, SİLAHSIZ iki Türk Askeri, kafaları canlı-canlı kesilerek katledildi. Katiller saklandı! AKP
696 sayılı KHK ile bu katillerin İdari-Mali-Cezai olarak suçlanamayacağını ilan etti. Bu mu Yerli-Milli Hükümet? Hem katilleri oraya gönder, canlı ve silahsız Türk Askerinin kafalarını kessinler, sonra da katilleri affet. Burası çadır devleti mi? Dönemin Genelkurmay Başkanı; Neden sustun? O Askerler sana emanet değiller miydi?” şeklinde ifadede bulunmuşsunuz.
Halkı KİN ve DÜŞMANLIĞA TAHRİK VEYA AŞAĞILAMA suçunu işlediğiniz için ifadenizi veriniz…
Haydaaa! Al bir kaya, nerene dayarsan daya!
Türk Emniyeti ne zamandır, şehit edilenlerin-öldürülenlerin değil de,
Suriyeli sığınmacı katillerinin, El Nusra militanlarının, Mafya tetikçilerinin
hakkını koruyor?
Türk Emniyeti ve koskoca Polis Teşkilatı, 15 Temmuz akşamı, boğaz köprüsünde öldürülen vatandaşlarının katillerini belirleyecek “Mermi Kovanlarının balistik kontrolünü” yapmaktan ve Türk Kamuoyuna açıklamaktan neden acizmiş durumuna düşürüldü?
Vatandaşlarımızı öldüren mermilerin hangi tip silahlardan atıldığını tespit etmek Polisin görevi değil mi? Neden bu balistik kontrol yapılmadı?
Yapılsaydı, insanlarımızı öldüren silahların, Türk Ordusunun ve Türk Emniyetinin envanterinde bulunmadığı ortaya çıkacaktı!
Kim ve kimler “balistik kontrolu yapmayın” diye emir verdi?
Henüz 5 günlük askerler, 7’şer defa müebbet hapse mahkum edildiler ve zindandalar! Bu vatan evlatları, hiçbir emir almadan, kendiliklerinden, askeri araçlara binip Boğaz Köprüsüne mi gittiler?
Türkiye Cumhuriyetinin iç-dış ve bürokrasideki düşmanları şunu anlayın artık. Bizleri susturamazsınız!
Cezaevine atsanız da, ağzımızı bağlasanız da, ellerimizle konuşur, Atatürk’ün emaneti bu vatanı sizlere bırakmayız.
Hedefinize, “MUSTAFA KEMAL’İN ASKERLERİYİZ” diyen Teğmenleri aldınız.
Niçin? Bu cümlenin neresinden rahatsız oldunuz?
CB Erdoğan “Üç-Beş kendine bilmez slogan attı. Bunları ayıklayacağız” dediği için mi rahatsız oldunuz?
Peki, Özel Harekat Polislerimiz Devlet Bahçelinin “Hac farzını yerine getirip ülkeye yeni gelmiş elini öpmek için sıraya girdiklerinde, o görüntü için CB Erdoğan neden tek kelime edemedi?
Şimdi iyi dinleyin, lütfen;
Özellikle Cumhuriyet Savcıları ve Emniyetteki Siber Suçlarla Mücadele Dairesindeki AKP Tetikçileri, sizler lütfen iyi dinleyin.
AKP ve ortaklarının T.C Devletini Toplumsal bir çöküşe sürüklediğini biliyoruz.
Yarın, bu konudaki görüşlerimizi, Türk Milletinin her zaman emrinde olan vatanseverlerin görüşleriyle harman edip, sizlere takdim edeceğiz.
Kimse şunu unutmasın!
Ne bugünün muktedirleri, ne de yarının mahkumları, unutmayın!
Bizler, DOĞRU Partililer siyasi sorumluluk aldığımızda, Devr-İ Sabık
yaratıp, başımıza bu belaları açan tarikat-cemaat artıklarından ve emperyallerin köleliğini kabul eden İhvan kalıntılarından, hukuk önünde mutlaka hesap soracağız.
Türk Milletine kefen biçtiklerini zanneden zavallılar, Türk Milletinin şamarını yediklerinde çok şaşıracaklar, lakin vakit geçmiş olacak…
Sağlık ve başarı dileklerimle 27 Eylül 2024
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı