Yakın zamana kadar ahtapotun sekiz kolu olduğu bilinirdi.
Latince ismi Octopus’tur. (Octo=sekiz, Pous=ayak)
Bilim adamları, ahtapot ’un altı kolu olduğunu, suda iken bunlarla yüzdüğünü diğer ikisinin ise ayak vazifesi gördüğünü, su dışında bu iki ayağını kullandığını açıkladılar!
Denizdeki ahtapot ’un kolları saymak mümkün ama Türk Eğitim sistemini sarmalayan TÜRGEV denen ahtapotun kollarını saymak şimdilik çok zor, çünkü binlerce kolu var.
Öyle girift ilişkileri var ki, baştan aşağı çirkin ve pespaye işler bunlar!
Benzeri örgütlenmeyi, organize suç örgütlerinin kazandıkları kara parayı aklamak için kurdukları şirketler zincirinde görebilirsiniz.
“Sadaka Saraydan dışarı çıkmasın” diye bir söz vardır. Anlamı şudur;
Saray’da doğan kızlar gelinlik çağına gelince, yine Sarayda görevli erkeklerle evlendirilirdi. Hem erkek Saray’dan kopmamış, hem kız göz önünde olur, hem de takılar yine Sarayda kalırdı.
Türgev kimin? Erdoğan ailesinin!
Türgev’e iş adamları, müteahhitler, yabancı yatırımcılar, özellikle Araplar,
Reza Zarrab, SBK gibi dolandırıcılar niçin bağış yapar? Elin Arabı bir defada nakit olarak Türgev’e 100 Milyon Doları neden bağışlar?
Türk çocuklarının eğitimi Arabın çok umurunda mı?
Elbette ki verdiğinin en az 100 mislini kazanmak için verir!
Yani, Türk Devleti ile gıllıgışlı işi olan bu uyanıklar, Erdoğan Ailesinden beklentileri olduğu için bu vakfa avanta veriyorlar. İşin özü budur.
Bu TCK’na göre “Nüfuz Kullanma” suçudur.
Erdoğan, Cumhurbaşkanı-Başbakan olmasa, Bilal Oğlanın vakfına kim para verir? Paradan vazgeçtik, selam veren olur mu?
Böyle çok sayıda AKP’li vakfa ve derneğe Bakanlar Kurulu kararıyla
“Kamu Yararına çalışan vakıf-dernek” statüsü verildi. Bunlar her türlü
vergiden muaf tutuldu ve izin almadan bağış toplama yetkisi verildi!
İstanbul, Ankara, İzmir Büyükşehir Belediyelerine verilmeyen yetki, TÜRGEV’e verildi!
Bu vakıflar hem militan yetiştirmek hem para toplamak hem de para saklamak ve hırsızlık parasını aklamak için kullanılır.
Aynen FETÖ okullarının yaptığı gibi! Gitti FETÖ, geldi Türgev…
Gelelim ahtapotun kollarından sadece birine; (Tamamı için kitap yazmak gerek)
Türgev, Erdoğan Ailesinin demiştik!
Palet Montessor Okulları da Erdoğan Ailesinindir. Kurucusu Bilal Erdoğan’dır.
Yerli ve Milli Bademler (!) eğitim sistemimize hizmet etmiş bir Türk Kadını bulamamışlar ki, 19 yüzyılda İtalya’da yaşayan bir kadın doktorun sistemini esas almışlar. Öğretmenlerinin tamamına yakını elbette ki sıkmabaşlı.
Peki bu okulun yemek hizmetini kim verir? Temaş Catering!
Helal gıda sertifikasına sahip bu kuruluş elbette ki sistemindir.
Bu kuruluşa başka kimler destek verir?
AKP’li Belediyeler ve MUSİAD üyesi iş adamları!
AKP’li Belediyeler, arazi-bina gibi taşınmazlarını 49 yıllığına kime bedavaya bağışlarlar? Türgev’e! (Hepsini geri alıp hazineye devredeceğiz)
Bu okulların güvenlik hizmetini kim görür? United Group Özel Güvenlik!
Helal koruma yapan (!) bu şirket de sistemindir.
Bu şirket, Cumhurbaşkanlığı-Başbakanlık-Anadolu Ajansı-Türk Telekom-Turkuvaz Medya (Havuz)-Star-Rixos Hotels- Kalyon-ICA (3.Köprü) AKP’li Belediyeler-Özel Nun Okulları-Yenidoğu Eğitim Kurumları gibi çok sayıda devlet ve özel kuruluşa da koruma hizmet verir!
Taşıma işleri Burak Turan Turizm, çocukların formaları da B&G Giyim firması tarafından yapılmaktadır.
Sisteme dahil olan okulların, şirketlerin, kuruluşların yönetim kurulları-Genel Kurul delegeleri de Erdoğan’la birlikte politika yapan yakın çevrelerdeki elemanlardan oluşur. Sadece İstanbul’da sayıları on binlere ulaşan bu kişilerin ve AKP’li Belediyelerde bedavadan maaş alan elemanların en öncelikli görevi, Erdoğan’ın her toplantısına katılıp kalabalık yapmak ve “ Dik dur eğilme, zenginlik seninle” diye bağırmak, alkışlamak ve görüntü vermektir…
Sizlerden ricam şudur;
Yukarıda verilen örneğe, devletten milyar dolarlık iş alan yüklenici firmaları, Haram Medya kuruluşlarını, sisteme dahil hastane ve sağlık kuruluşlarını ve bunların taşeron firmalarını, korkutulan ve sindirilen iş dünyasını, SADAT-Sedat militanlarını, AKP’li Polisi, AKP’li Genelkurmay’ı ekleyin ve binlerce kolu ile Türkiye’yi kıskaca alan ahtapotun büyüklüğünü düşünün ve niçin bu kadar çırpındığımızı lütfen anlamaya çalışın…
Karamsarlığa kapılmanın hiç gereği yok!
Aklınıza, Büyük Atatürk’ün karşı karşıya kaldığı şartları getirin. Emperyalist devletlerin yanına, Türk Milletine ihanet eden Yobazları ve Kürtçü bölücüleri ekleyin. Türk Milleti ayağa kalktığı an hepsi geldikleri gibi gittiler.
Bunlar da gidecek. Hem de paşa, paşa. Yeter ki farkında olalım, uyanalım, uyandıralım.
Sağlık ve başarı dileklerimle
05 Ağustos 2024
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı