fbpx
Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Örnek Resim
Örnek Resim

İBRET ALINACAK TARİHİ GÜNLERİ YAŞIYORUZ / NEDEN YAZIYORUM?

Son 20-25 yıldır öyle
Örnek Resim

Son 20-25 yıldır öyle günler yaşadık öyle olaylar gördük ki, tarih bunları mutlaka yazacak. Çoğumuz içinde yaşadığımız olayların farkında bile değiliz ama Türk Milletinin gerçek aydınları ileride bunları kaydedip tarihe aktaracaklar.

Türk Milletinin çağdaş bir devlete sahip olmasını ve özgürce yaşayıp, hür dünyada saygın bir yere sahip olmasını bir türlü kabullenmeyen Ortaçağ kafalılar, demokratik rejimin “özgürlük ortamından” yararlanıp dış destekle iktidar oldular.

Faşist Dikta özentilerinin anlamadıkları şudur;
Tarihi gerçekler, güç sahipleri yaşarken yazılmaz. İktidardan düşünce, yazılan her türlü doküman, yazı, dergi, gazete, kitaplar, yayınlanamayan kitaplar, mahkeme tutanakları, kişisel anılar, yurtdışı yayınlar, yabancı devlet adamlarının Türkiye’yi yönetenler hakkındaki basında yer almış açıklamaları, yabancı ülkelerin devlet arşivleri ve diplomatik yazışmalar hepsi didik-didik edilir, gerçeğe en yakın şekilde tarihe aktarılır.

Bugün size, ilerde tarih sayfalarında çocuklarımızın ve torunlarımızın okuyacağı birkaç kişi hakkında yazılacakları takdim etmek istiyorum.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan;
2017 yılında, Kaynak İşçiliği ile hayata atılan, Sendika liderliğinden İsveç Başbakanı olan Stefan Lövfen ’in, “Svenska Dagbladet” adlı gazeteye verdiği röportajdan bir bölümünü aynen aktarıyorum;

“Sanıyorum şu an için Sayın Erdoğan’ın sataşmadığı az sayıdaki Avrupalı Liderlerden biri konumundayım. Ancak açık yüreklilikle İsveç Halkına ve Avrupa Kamuoyuna ifade etmek isterim ki, benim Sayın Erdoğan ile bir söz düellosuna girmek gibi bir niyetim yok. Zira karşı karşıya olduğumuz şey örgütlü bir cehalet ve ben bunun ile baş edebilecek alt-kültürel bir donanıma sahip değilim!
Kaldı ki, başka bir Avrupalı liderin de böyle bir donanıma sahip olduğunu zannetmiyorum. Şu an devam etmekte olan tartışmaların hiçbirinin entelektüel bir derinliği olduğunu düşünmediğim için, taraftarlarının kendisine “poposunun kılıyız” dediği bir güruh ile nasıl bir diyalog kuracağımızı bilmiyoruz. Açıkçası Avrupa olarak son 70 yıldır böyle bir olgu ile karşılaşmamıştık.
Türk Halkına olan inancımız ve desteğimiz nedeni ile biz İsveç Hükümeti olarak sessiz kalmayı tercih edeceğiz ve sataşmalara cevap vermeyeceğiz”

İkinci olarak CHP’nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, CHP’nin
8. Genel Başkanı için söylediklerini ve ileride tarih sayfalarında yer alacak sözlerini aktarıyoruz; (28 Eylül 2024- Tüm Gazeteler)

“Erdoğan Hükümeti ve kurduğu Saray düzeninin adı Türkiye Cumhuriyeti Devleti değildir! CHP, RÜŞVETİ AKLAYACAK, RÜŞVET VERENLERİ DEVLET OLARAK İSİMLENDİRECEK VE BU ÇARKA PAYANDA olacak bir parti asla değildir.
Halkın büyük umutlarla sıkı sıkıya bağlandığı CHP’nin kurumsal sorumluluğu, iktidarla normalleşme adı altında yapılan yanlışlıklara göz yummak, İŞLEDİĞİ SUÇLARA ORTAK OLMAK DEĞİLDİR.”

Aziz Türk Milleti;
İsveç Başbakanının, tabir caizse (Sözün özünü söylemek gerekirse) “Köpeğin önüne atsanız yemez” deyişindeki ağırlıkta olan sözlerine bu güne kadar Sayın Erdoğan’dan en ufak bir yanıt gelmediğinden, biz de yanıt veremiyoruz. Fakat İsveç Başbakanına elbette ki diyecek iki lafımız var;
“İsveçli Stefan Bey; Sizler Avrupa olarak 70 yıldır böyle bir olgu ile karşılaşmamış olabilirsiniz. Peki biz ne yapalım? Biz 374 yıldır böyle bir olgu ile karşılaşmadık! En son 18. Osmanlı Sultanı ve 97. İslam Halifesi Sultan Deli İbrahim döneminde benzeri bir olgu ile karşılaşmıştık. Neyse ki o zaman sizden olan Kösem Sultan (Anastasya) problemi çözmüştü. Şimdi o da yok! Size bir Türk Atasözü ile yanıt verelim:
“Kelin merhemi olsa, önce kendi başına sürermiş.”
Galiba bu defa Türk Milleti, merhemi bulmuş gibi. Kendi evlatlarına görev verecek. Bu problem de ancak o zaman çözülür.

İkinci konu, daha çok su kaldırır! Ama 8. Genel Başkan, 7. Genel Başkanı partiden atarsa, o zaman ne kazan kalır ne ateş…

Sağlık ve başarı dileklerimle

30 Eylül 2024

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı

NEDEN YAZIYORUM?

2007 yılından bu yana yaklaşık on yedi yıldır, her gün yazıyorum.
Bu arada, Mayıs 2001’de “Türkiye’de Sistem Sorunu”, Temmuz 2004’te “Yeni Dünya Düzeni Büyük Ortadoğu ve Türkiye”Şubat 2016’da “FETÖ’den Önce”, Nisan 2016’da “FETÖ’den Sonra” adlı kitapları yazdım.

Bıkmadan usanmadan yorulmadan, ülkemizin her bölgesinden gelen 130’dan fazla mahkemede kah FETÖ Yargıçları, kah AKP’nin tetikçi Yargıçları ile boğuştum. Bu arada değmez bir sürü kişiye, ciddi miktarlarda tazminat ödedim.
Yaptığım mücadeleden pişman mıyım? Asla! Bir an bile duraksamadım!
Yalnızca eşimin, evlatlarımın ve dostlarımızın desteğiyle, kimseden bir şey talep etmeden ve almadan bu onurlu mücadeleyi sürdürdüm, sürdüreceğim.

Bazı arkadaşlarım bana, “Niçin sen? Rahatına bak, ülkenin en güzel yerinde oturuyorsun, mutlu bir aile yaşantın var! Yaşamana, eğlenmene baksana” derler. Kırmamak için, güler geçerim.
Benim anlayışıma göre, bilgi paylaşılınca değerlenir, çoğalır. Eğer bilginizi insanlarla paylaşmazsanız, kendinizde saklarsanız, isterseniz dünyanın en bilgili kişisi olun, o bilgi bir gün sizinle toprak olur…

“Serdar’ca” adlı bloğumuzu açarken “Neden Yazıyoruz” başlığıyla şunları yazmışız;
“Biz, düşüncesi, dini, ırkı, kökeni, kültürü, geleneği ve görgüsü ne olursa olsun, bu milletin özünde, vatan sevgisinde buluşabileceğimize gönülden inanıyoruz. Demokrasi ve fikir özgürlüğü aşkıyla, bildiklerimizi yeni kuşaklara aktarmak için yazıyoruz. Yıllardır bu mücadeleye devam ettik, ömrümüzün son nefesine kadar da devam edeceğiz.
Benim güzel kardeşim;
Oku, yaz, paylaş ve dinle lütfen. Başkasının ateşini sen yak. Kendini ve insanları tahammül ile aydınlat. Bu yolda hiçbir baskıdan korkma. Fikrin ve inancın ne olursa olsun unutma; Sensiz bu vatan, bu millet bir kişi eksiktir.”

Değerli Okurlar;
Bu yazılar her gün yüz binlerce kişi tarafından okunur.
Gün gelir bir sitede yayınlanan bir yazı bir milyondan fazla tıklanır.
Her gün yüzlerce e-posta, mesaj alırım.
Hepsini okurum, fırsat bulabildiğim kadarıyla yanıt vermeye çalışırım.
Bu mücadele beni dinç tutuyor, bilgilerimi her gün yenilememe, çağın gelişmelerini takip etmeme olanak veriyor.
Bunun için ısrarla söylüyorum; Lütfen sizler de yazın. En azından çevrenizdeki olayları, güzellikleri-yanlışlıkları yazın. Dost çevreniz inanılmaz ölçüde genişleyecektir.
Benim yazılar sayesinde öyle güzel dostlarım oldu ki birbirimizi hiç görmediğimiz halde, yazı dostlarımdan birinin vefatı halinde, en yakın akrabamı kaybetmiş gibi olurum!

Bu arada, hüsranlarım, yanılgılarım, kırgınlıklarım olmadı mı? İnsanın olduğu yerde elbette oldu! Canları sağ olsun! Rahmetli Demirel, siyaset arkadaşları tarafından ihanete uğradığında şöyle derdi; “İçimi yarsanız, içimden iki tane Karacaahmet Mezarlığı çıkar…”

Şu iki konuda bizleri özellikle takip etmenizi rica ediyoruz;
-DOĞRU Parti, Türk Milletine asla yalan söylemeyecektir.
-DOĞRU Parti, ön şart olarak “Güzel Ahlakı” uygulayacak ve anlatacaktır.

Bunlar bizim olmazsa olmazlarımız olacaktır.
Türk Milletinin tamamına çok iyi anlatmamız gereken iki Mustafa, rehberimiz olacaktır.
“Ben, ancak güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” diyen
Hz. Muhammed Mustafa,
“Bir millet zenginliğiyle değil, ahlaki değeriyle ölçülür” diyen Gazi Mustafa…

Okudukça öğrendim, İslam’ın temeli ahlak,
Ahlakın özü bilgi, Bilginin özü akıl imiş! “Ali Şeriati”

Sağlık ve başarı dileklerimle

01 Ekim 2024

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı

Örnek Resim