İnsanların bir kısmını, belli bir zaman için kandırabilirsiniz!
İnsanların çoğunluğunu bir süre içinde kandırabilirsiniz!
Fakat herkesi, sürekli olarak kandıramazsınız…
Hele beni hiç kandıramazsınız. İkinizi de ciğerlerinize kadar tanırım.
Birinizden 7 yaş büyüğüm, diğeriniz ise benden büyüktür.
Küçük olanı taa 1979 (45 yıl önceden) yılından, büyüğünü MÇP’ye Genel Sekreter olduğu 1987 (37 yıl önceden) beri tanırım.
Küçüğünü, sırdaşı Metin Külünk ile birlikte, sonu ölümle biten AKGENÇLİK
maceralarından biliriz. Devletimiz de bilir.
Büyüğünün ise Akademisyen olarak çalıştığı yıllarda sahibi olduğu “Beyaz Toros” otosu ile bagaj dolusu silah taşıdığından ve gençleri birbirine kırdırmasından biliyoruz.
Yani ikisinin de ellerine, suçsuz-günahsız çocukların kanları bulaşmıştır.
İkisini de zaman-zaman planlanmış-kurgulanmış şehit törenlerinde ağlarken görürüz. Tamamen toplumu kandırmak için yapılan bir oyundur bu.
Peki bu ikili hislenip, yaptıklarını düşünüp ağlamazlar mı?
Diyarbakır Meydanında PKK Narko-Terör örgütünün başı Öcalan’ın mektubunu okuturken salya sümük ağlarlar.
Ama, bir tarikat yurdunda canlı-canlı yanarak ölen kız çocukları için tek damla göz yaşı dökmezler.
Yine bir tarikat yurdunda, tecavüze uğrayan 9 yaşındaki çocuklar için ağlamadıkları gibi “Çocukların tecavüze istekleri vardı” diye utanmadan Yargıtay’da şahitlik ederler…
Aziz Türk Milleti,
Emperyalist Devletler, ülkemiz üzerindeki oyunlarından hiç vaz geçmediler.
Fakat bugüne kadar başarılı olamadılar!
Çünkü, emperyalistler ya iktidarı emir altına aldılar fakat muhalefetteki “Devlet Adamları” bu tuzakları bozdular. Ya da muhalefeti ele geçirdiler ama iktidardaki devlet adamları ve TSK’nın şerefli Komutanları engellediler!
Bu dönem çok ileri gittiler, çok mesafe aldılar.
Sebebi ise hem iktidarın hem ortaklarının hem de muhalefetin büyük kısmını, emperyalist devletler REHİN almayı becerdiler!
Emperyalist Devletlerin bilmediği gerçek şudur;
Bunların tamamı yüreksizdir, korkaktır ve beceriksizdir.
Türk Milleti ayağa kalktığında, biri uçağa atladığı gibi doğru patronunun kucağına kaçar. Diğeri yerin altına kaçar.
Atatürkçü Vatanseverler olarak bizlerin görevi, kaçtıkları yere kadar kovalamak, yakalamak ve yargıya teslim etmektir.
Şunu demek onların haklarıdır. “Hayır bizler korkak değiliz. Bizler delikanlı adamlarız ve cesuruz”
Tamam eğer cesursanız, yaptığınız işin Türk Milletinin hayrına olduğuna inanıyorsanız, gelin beraberce DAMADIN helal TV’sine çıkalım, sizler de bizi Türk Milletinin huzurunda rezil edin…
Hırsızdan Müslüman olmaz!
Kırıktan Delikanlı olmaz!
Acemi zampikten de Devlet Adamı olmaz!
Hepsini birden deliğe süpürmeden, Türk Milletine ne rahat var, ne de huzur…
Sağlık ve başarı dileklerimle
28 Kasım 2024
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
ÖNCE BEN, BENDEN SONRA TUFAN
14 Mayıs 2023 günü Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turu sonuçlanmıştı.
Oyların toplamı, Kılıçdaroğlu tarafından tam bir hüsran idi.
Sonuç; Erdoğan %49,52 Kılıçdaroğlu 44,82 oranında oy almışlardı!
Kılıçdaroğlu “Aday olmayın. Israr etmeniz halinde kaybedeceksiniz” uyarılarını dinlememiş ve her seçimde olduğu gibi, tükenmekte olan Erdoğan’a yine can vermişti!
28 Mayıs 2023 günü Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu yapılacaktı.
Yüksek Seçim Kurulunun Resmi Gazetede yayınlanan SEÇİM TAKVİMİNE göre, “İkinci Oylamaya katılmaya hak kazanan CB Adaylarından birinin herhangi bir nedenle SEÇİME KATILMAMASI halinde aday ikamesinin son günü (Saat 17.00) 15 Mayıs 2023 idi.(6271/2 S.K ve 7140/4-2 S.K)
İkinci oylamaya katılmaya hak kazanan CB Adaylarından birinin, kesin aday listesi açıklandıktan sonra herhangi bir nedenle (Ölüm-Çekilme gibi) çekilmesi halinde seçim REFERANDUM şeklinde olur.
O zaman, yarısı BEYAZ ve üzerine EVET yazan, diğer yarısı KAHVERENGİ ve HAYIR yazan birleşik oy pusulası kullanılır. (Adayların ismi yazmaz)
Tek adayla seçime gidilir. Aday, kullanılan geçerli oyların %50+1 oyunu alırsa
CB seçilmiş olur. ALAMAZSA, 45 GÜN SONRA SEÇİM YENİLENİR…
CHP Yöneticilerinin bu kanundan haberleri yoktu!
Önce Kılıçdaroğlu’na telefonda bu konu anlatıldı. Sonra Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı’ya anlatıldı ve dendi ki;
Bakın ilk turu kaybettiniz. İkinci turda da kaybedeceksiniz ve kişisel inadınız yüzünden Laik Cumhuriyeti tehlikeye atmış olacaksınız.
Gelin şunu yapalım;
Adaylar kesinleştiği akşam, Kılıçdaroğlu SEÇİM GÜVENLİĞİ OLMADIĞI gerekçesiyle ADAYLIKTAN ÇEKİLSİN. Kanuna göre seçim otomatik olarak REFERANDUMA dönüşecek. Seçmen, üzerinde aday adı olmayan birleşik oy pusulasını kullanacak.
Erdoğan TEK ADAY olarak girdiği bu seçimi kaybederse, SEÇİM 45 GÜN sonra yenilenir ve Erdoğan bir daha aday OLAMAZ. (45 günde Anayasa değişikliği yapılamaz)
Siyaseti derinliğine çalışmamış, bilmeyen bazıları diyecekler ki;
“Serdaroğlu, Erdoğan’ın TEK Başına girdiği bir seçimi kaybetmesi mümkün mü? Hayal görüyorsun!”
28 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı seçiminin DEĞİMEYECEK TEK GERÇEĞİ vardı, o da Kılıçdaroğlu’nun her şekilde seçimi kaybedeceği idi. Çünkü çok sayıda CHP’li oy vermedi. Kılıçdaroğlu’nun etnik kökeni nedeniyle özellikle Orta Anadolu ve Karadeniz’de seçmenlerin önemli bir kesimi oy vermedi.
Eğer Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarının inadını kırabilseydik, o referandum şu şekilde kazanılabilirdi;
Tüm muhalefet ve STK’lar seçim propagandasını iki temel üzerine oturtacaktı;
1) 15 MİLYON Sığınmacı KALSIN, 10 MİLYON daha gelsin diyenler EVET’E mühür bassınlar. Sığınmacıların hepsinin gitmesini isteyenler HAYIR’a bassınlar.
2)Tayyib’e 7 SARAY daha yapılsın diyenler EVET desinler.
Açlığa mahkum edilenler, kurtulmak istiyorsa HAYIR desinler…
Anayasamızın 101’nci maddesini çiğneyerek Erdoğan’ın yasa dışı olarak ÜÇÜNCÜ DEFA aday yapılmasına itiraz etmeyen CHP, bir kez daha AKP ve Erdoğan’a kıyak yapmıştı.
Kılıçdaroğlu bizi dinleseydi, ne CHP’yi kaybederdi, ne de Türk Milletinin sevgisini! Şimdi ne yapıyor? Bitmeyen hırsı uğruna, 100 yıllık bir çınarı parçalıyor. Hem Kılıçdaroğlu’na, hem de Özel’e sesleniyoruz;
T.C Devleti parçalanırsa veya Federe Ümmet Devletine dönüştürülürse, siz olsanız ne olur, partiniz olsa ne olur? Sinek vızıltısı kadar hükmünüz kalmaz!
DOĞRU Parti olarak biz, YSK’ya Erdoğan’ın Adaylığına karşı itiraz ettik ve bu ihaneti kayda geçirttik. Günü geldiğinde, eğer yaşıyorsak hesap soracağız…
Sağlık ve başarı dileklerimle
27 Kasım 2024
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
DEVLET YÖNETMEYİ OYUN MU SANDINIZ?
Ana Muhalefet Partisinin eski ve yeni Genel Başkanları, AKP denen “Laiklik Karşıtı Eylemlerin Odağı” olduğu Anayasa Mahkemesi tarafından karara bağlanmış “Sabıkalı Partinin” önünü açmak için birbirleriyle yarışıyorlar. Biri bırakıyor, diğeri başlıyor! Öylesine saçmalıyorlar ki, bu kadar saçmalamak için “Mesir Macunu” değil, “İhanet Macunu” yemiş olmaları gerekir.
Yenisi ile başlayalım;
Bu Genel Başkan, Türkiye’nin rehin alındığının farkında bile değil. Erdoğan, Amerika tarafından, yurtdışı mal-para varlığı yüzünden rehin alınmış, Emir Komuta Merkezi, ne emrederse onu yapıyor. Yapmak zorunda. Patronlarının emirlerini yerine getirme pahasına, Türkiye’yi çekinmeden yakar!
Bahçeli, hem Erdoğan tarafından rehin alınmış durumda ve yurtdışı patronlarının kölesi olmuş durumda!
HÜDA-Par denen Hizbullah’ın katiller ordusu da Şeriat düzeninin rehini!
Özgür Özel, bunları görmüyor, karşı bir politika üretemiyor, akıl almaz saçmalıklar yapıyor!
Son bombası, “MİT, CHP’ye üye olmak için müracaat eden vatandaşları incelesin, eğer içlerinde terörist varsa CHP’ye bildirsin!”
Böylesine bir mantık, bir siyasi tercih, dünya siyasetinde görülmedi.
Bir defa, siyasi partilerin üyelerini araştırmak MİT’İN görev alanında yoktur.
MİT Başkanlığına, çocuklarının okul ücretlerini AKP’li İşadamına ödeten, İbrahim Kalın geldiğinden bu yana MİT kısaltmasının başındaki MİLLİ sıfatı düşmüştür. Bugün MİT’İN tek işi Erdoğan’ı korumaktır.
Özgür Özel, MİT’TEN böyle bir talepte bulunarak üyeleri içinde “Teröristler” olduğunu peşinen kabul etmiş olur!
Mustafa Kemalin Askerleriyiz diyen Teğmenlerimizi (Sadece Erdoğan istedi diye) TSK’DAN atacaklar. CHP Yönetiminin bu konuda ciddi hiçbir çalışması yok. Emekli General Yankı Bağcıoğlu’nun, basit basın toplantıları hariç!
Özgür Özel’e yazdık, ilettik.
Dedik ki; “Siz Ana Muhalefet Genel Başkanısınız. Derhal, M. Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanından randevu isteyin ve kendilerine doğruları anlatın. Yapamayacaklarını en sert şekilde söyleyin.
Eğer yaparsanız, seçimden sonra bu haksız yargılama için, kendilerinin yargılanacağını haykırın. Eğer Teğmenleri Ordudan atarlarsa, ilk seçimde hepsini Orduya alıp, rütbelerini iade edeceğinizi, Teğmenlere tazminat ödeneceğini hatırlatın.
Hem M. Savunma Bakanına, hem de Genelkurmay Başkanına şu gerçeği anlatın; “Siz ikiniz görevlerinizin başında iken ülkede darbe yapıldı. Sizler bu darbeyi bile önleyemediniz. Düğünde “Çökertme” oynuyordunuz.
Bir FETÖ-CIA darbesini bile önlemekten aciz Komutanlar olarak, gücünüz hiçbir suçları olmayan Teğmenlere mi yetiyor” deyin. Çıkın oradan ve Genelkurmay Başkanlığının kapısında bunları Türk Milletine anlatın!”
Vatan evlatları Teğmenlerimizin, Selahattin Demirtaş ve Ahmet Türk kadar kıymeti yok mu? Birgün Demirtaş’a, birgün Mardin’e Kasrı Kanco’ya koşturuyorsunuz. Bir kez olsun Teğmenleri ziyaret ettiniz mi?
Yarın bu konuya devam edelim!
Sağlık ve başarı dileklerimle
26 Kasım 2024
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı