— Alo Dumlu?
— Evet, Dumlu.
— Ben Üsteğmen Suat.
— Evet, efendim ben Selami
— Selami nasılsınız, biz geldik, şimdi bana durumu anlat.
— Efendim dizellerden yara aldık, manevra dairesinde yangın çıktı, bataryayı sıfıra alarak kıç torpido dairesine geçtik, şimdi manevra dairesi su ile dolu.
— Kaç kişisiniz orada?
— 22 kişiyiz.
— Diğer dairelerle irtibatınız var mı?
— Yarım saat evvel kıç batarya dairesi ile konuştum, şimdi cevap vermiyorlar.
— Merak etmeyin ‘Kurtaran’ geldi biz buradayız.
— Efendim manometre 267 kadem gösteriyor doğru mu?
— Selami, Kurtaran geldi şimdi kurtarma işine başlanıyor, ben biraz sonra yine gelirim.
— Peki efendim.
Denizaltındaki subay, astsubay ve erlerin tümüne korkunç gerçek söylendi; kendilerini su yüzüne çıkamayacakları, buna imkân olmadığı bildirildi. Artık kendilerine başta söylenen “gerekmedikçe konuşmayın ve sigara içmeyin ” telkininin yerine, “Galiba buraya kadar, birer cigara yakalım mı kumandan?” diye umutsuzca soran askere “konuşabilirsiniz, türkü söyleyebilirsiniz ve isterseniz sigara da içebilirsiniz” denildi.
Bunu duyan kahraman denizcilerimizin son sözleri “Sizler sağ olun! Vatan sağ olsun! ” oldu…
O andan itibaren oksijen bitinceye kadar 72 saat hayatta kaldılar ve “Ah, bir ataş ver cigaramı yakayım… ” türküsünü söyleyerek büyük bir tevekkülle son nefeslerini verdiler.
Son sözleri “Vatan Sağolsun!” oldu…
4 Nisan 1953 tarihinde Çanakkale’de batan Dumlupınar denizaltısında şehit olan 81 denizcimizi rahmetle ve saygıyla anıyoruz.
Ruhları şad olsun…
Dr. Vecdet Öz