Milyonlarca insan, insanlığın geleceğine dair yapılmakta olan tartışmalardan maalesef habersiz.
Çocuklarımızın yemesi içmesi, eğitimi, yetiştirilmesi ile meşgulken bizler asıl sorunların varlığından bile habersiziz! Ama kasırga yaklaşmaya devam ediyor!
Bizler istemesek de o yaklaşıyor!
Elbette ki dünyadaki 8 milyar insanın her birinin ayrı-ayrı dertleri var.
Kimi evinin kirasını, kimi zorla bulduğu işine vakitli olarak ulaşmayı, kimi hastanede ilgi görmeyi, kimi Akdeniz veya Ege Denizindeki şişme botla ölmeden karşı kıyıya ulaşmayı, kimi çocuklarının savaşta ölmemesi için yerini yurdunu terk etmeyi düşünüyor!
Bu insanların ne küresel ısınmayı ne ekolojik çöküşü ne de yapay zekâyı düşünecek ne zamanları ne de bilgileri var!
Fakat “Ortak Düşman” diyebileceğimiz “Nükleer Savaş-Küresel Isınma-Teknolojik sıçrama ve Yapay Zekâ” koşar adım yaklaşmakta…
Nükleer savaş ve küresel ısınma sonucu iklim değişikliği insanların yalnızca fiziksel varlığını tehdit ediyorken, teknolojik sıçramalar dediğimiz “Biyoteknoloji ve Bilişim Teknolojilerindeki” önü alınamaz gelişmeler, maalesef insanlığın doğasını değiştirme potansiyeli taşıyor!
Nükleer savaşın ve ekolojik çözülmenin ENGELLENMESİ konusunda herkes mutabık ama Biyomühendislik, Bilişim Teknolojisi ve yapay zekânın, insanları daha üst seviyelere taşımak, yeni yaşam formları yaratmak için kullanımı için çok sayıda destekleyen var!
Bizler, dünyanın tümünde kabul görecek ve uygulanacak ETİK KURALLAR oluşturamazsak, ortalık yeni Dr. Frankeştayn örnekleriyle dolup taşabilir! (Siyasetçilerin bundan önemli görevleri olabilir mi? Mevcut siyasetçilerden böyle bir yaklaşım veya çalışma duydunuz mu?)
Doğal olarak evrimleşen 4 milyar yıllık organik yaşamın ardından, bilim akıllı tasarımla şekillendirilmiş
İNORGANİK YAŞAM ÇAĞI geliyor.
Bu gelecek çağda, bugün bizlerde olan tutkumuz, sevgimiz, sinirimiz, toplumsal bağlarımız gibi insani değerler önde olmayabilir!
Ya ne olabilir?
Yapay zekânın daha da gelişmesiyle dünyaya, süper zeki ama bilinçten yoksun varlıklar hükmedebilir!
Yapılması gereken, ortak düşmana karşı “Ortak bir Kimlik” oluşturup mücadele etmektir.
Şu bir gerçek ki, teknolojik sıçramalar hiçbir ülkenin tek başına çözebileceği kadar basit değildir.
Ya bu birlikteliği kurar ve tüm gelişmeleri insanlığın yararına kullanırız, ya da kendi dünyamızı yaşanmaz hale getiririz…
AKP, MHP, HÜDA-PAR ve tarikat-cemaat pisliklerinin, çocuklarımıza dayattığı sözde “Yeni Müfredatın” dünyanın gelişme istikametinin tam tersi olduğunu söylemeye gerek var mı?
Yıllardır ısrarla, bıkmadan usanmadan söylüyoruz.
Bu cennet vatanın TEK ve en ÖNCELİKLİ sorunu, R.T. Erdoğan’dır.
Tüm muhalefetin ve Atatürk Türkiye’sinin tüm güçlerinin birleşip, bu küresel çete elemanlarını iktidardan alaşağı etmemiz gerekir.
Bu birlikteliği Türk Milleti olarak sağlamalıyız.
Üzülerek söylemeliyim ki, hala başımızdaki belanın farkında olmayıp basit siyasi hesaplar için “Kumda Oynayan” zavallı parti Genel Başkanları var!
Bizim, yani DOĞRU Partinin ve KURTULUŞ İTTİFAKININ durduğumuz yer bellidir. Bizleri, Cumhuriyetten Atatürk İlke ve Devrimlerinden, çağdaşlıktan, akıl ve bilimden kimse uzaklaştıramaz. Ölürüz, yerimizi terk etmeyiz…
Ne Mutlu Türküm Diyene ve Sözünden Dönmeyene…
Sağlık ve başarı dileklerimle
06 Temmuz 2024
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı