Sayın Özgür Özel AKSARAY ziyaretini 2 Mayıs Perşembe günü yapacakmış!
Bu güne kadar en küçük bir açıklama yapılmayan bu ziyaretin esbabımucibesini ve organize eden üst aklın kim olduğunu henüz bilen yok!
CHP seçmeni ikiye bölünmüş durumda! Bir kısmı ‘bir bildiği vardır gitsin ama taviz vermesin’ diyor, diğerleri ise öfkeli bir şekilde ne gerek var ‘asla gitmesin’ diyor!
Gitsin diyenleri anlamak mümkün değildir zira gittiğinde sakın taviz verme demek yerine gitmek en büyük tavizdir diye düşünemeyen Pollyannacı bir anlayışın entrikacı zihniyete yem olması kaçınılmazdır..
Görüşme konusu ne olursa olsun kazanılan zafer bir anda hürmetten düşecek ve onca mücadele boşa gidecektir! Aşağıdaki resim gidişatın kanıtıdır.!
Şu asla unutulmamalıdır ki hıyanete bulaşmış olanlarla müzakere değil büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptığı gibi hiçbir taviz vermeden sadece mücadele edilir..
Anlaşılan odur ki CHP geçmişte olduğu gibi yine AKP’ye can simidi olmak üzeredir..
CHP seçmeni ve emanet oy verenlerin tüm emeklerine, elde edilen başarıya ve her şeyden önce ülkeye yazık olacaktır..
Gitsin diyenlerin bundan böyle, ‘milli eğitim müfredatı neden değiştiriliyor, bu laiklik karşıtı bir eğitim darbesidir’ demeye hakları yoktur..
NE OLDU, NELER DÖNÜYOR BİLEN VAR MI?
Ülkenin son derece kritik bir dönemden geçtiği şu günlerde bir anda gelişen ve apar topar gerçekleşen ana muhalefet, iktidar görüşmesi içeriği ve neticesi hususunda hepimizde derin bir merak uyandırmıştır..
Böylesi önemli bir görüşme kapalı kapılar ardında birkaç kişinin nezaretinde sessiz sedasız yapılıp çıkışta da “Verimli geçti” cevabıyla geçiştirilemez..
Mademki bu görüşme çok elzemdi, öncelikle topluma bunun haklı gerekçesi ve görüşmeye esas olacak hayati konular hakkında detaylı bilgi verilmeliydi..
Görüşme ise tarafsızlığın temini ve bir tarafın konumu itibarıyla olası vesayet söylentilerine ve oluşması muhtemel dominant algı görüntüsüne karşı TBMM protokol salonunda daha geniş bir heyet huzurunda yapılmalıydı..
Görüşmenin sonunda ise mutabık kalınan ya da kalınmayan konulara ilişkin basına yazılı ortak bir sonuç bildirgesi sunulması ve hep birlikte bir basın açıklaması yapılması gerekirdi..
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, milleti görmezden gelinerek gıyabında özel ve müphem kararlar alınacak bir üçüncü dünya ülkesi değildir..
Devlet geleneğinden gelen eski bir bürokrat, bir akademisyen ve siyasi parti genel başkanı olarak gelişmeleri hayretle izliyor ve büyük bir endişe içinde kahroluyorum..
Dr. Vecdet Öz