KADIN; EŞTİR, ANADIR, ABLADIR, KIZ KARDEŞTİR, MERHAMETTİR, ŞEFKATTİR, SIĞINAKTIR, İLK ÖĞRETMENDİR..
MAALESEF Kİ BUNDAN TAM ÜÇ SENE ÖNCE İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NİN FESHEDİLMESİYLE TEKRAR TARİHİN GERİSİNE İTİLMİŞTİR..
BU TASARRUF TARİHE GEÇMİŞ KARA BİR LEKEDİR VE ASLA KABUL EDİLEMEZ..
ZİRA TÜRKİYE BİR ORTADOĞU ÜLKESİ DEĞİLDİR..
KADINLAR BAŞ TACIMIZDIR VE TARİH BOYUNCA TÜRK TOPLUMUNDA HEP SAYGIN BİR YERİ OLMUŞTUR..
Kadını yok kabul eden bir zihniyet Türk töresini de yok kabul etmiş olur..
Orta Asya’da kurulan ilk Türk devletlerinde kadın ve erkek eşit haklara sahipti..
Devlet yönetiminde hakanların yanında hatun sıfatıyla bulunurdu ve birlikte söz sahibiydi..
Kurtuluş Savaşı yıllarında erkeği cepheye giden Türk Kadını, çocuğunu yetiştirmiş ve evinin geçimini tek başına sağlamıştır..
Bununla da kalmamış sırtında bebesi olduğu halde cepheye silâh ve mühimmat taşıyarak savaşa katılmış ve Türk toplumundaki yerini bir kez daha kanıtlanmıştır..
Çete Emir Ayşe, Gördesli Makbule, Hafız Selman İzbeli, Halide Onbaşı, Halime Çavuş, Kara Fatma, Nezahat Onbaşı, Şerife Bacı ve Tayyar Rahmiye gibi birçok kahraman Türk kadını adını tarihe altın harflerle yazdırmıştır..
Cumhuriyet ilan edildikten hemen sonra ise büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla kaleme alınan Türk ailesinin kuruluşunu yeniden düzenleyen Türk Medenî Kanunu, mecliste kabul edilerek toplumsal ve ekonomik hayatta kadın erkek eşitliği sağlanmıştır..
Lakin iş bununla kalmamalıydı!
Demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla yerleşebilmesi için kadınlarımıza siyasî hakların da verilmesi gerekiyordu ve Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında görevini fazlasıyla yapmış olan Türk kadını ülke artık yönetimine de katılmalıydı!
Atatürk’ün ikinci talimatıyla Türk kadınına; 1930’da belediye seçimlerine katılma hakkı, 1933’te muhtarlık seçimlerine katılma hakkı, 5 Aralık 1934’de yapılan anayasa değişikliği ile de milletvekili seçme ve seçilme hakkı verildi..
Böylece Türk kadını, modern Türk toplumunda lâyık olduğu yeri almış oldu.
Avrupa devletlerinden önce büyük bir medeni öngörü içinde Türk kadınına insani haklarını iade eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü bu vesileyle saygı, minnet ve rahmetle yad ediyorum..
20 Mart 2021 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile İstanbul Sözleşme’nin Türkiye bakımından bozulmasına vesile olan AKP zihniyetini ise bir kez daha şiddetle kınıyorum..
Toplum olarak bu hakkın iadesi ve tekamül ettirilmesi konusunda büyük bir hassasiyet içinde olmak her zaman birinci önceliğimiz olmalıdır..
Dr. Vecdet Öz